25 October 2012
Perspektife giren çit
1991 yılında bana bakan anneannem vefat edince beni yuvaya verdiler. Bu, öğretmenlerin annemlerin gittiğini ben farketmeyeyim diye bana ilk günümde yaptırdıkları resimdi. Bunu çizdiğim anı, başımdaki öğretmenlerin "sen ne güzel resim çiziyormuşsun" deyişlerini, çizdiklerimin ne olduğunu sormalarını, aşağıdaki yeşilliğin deniz olduğunu söylediğimi ve "deniz mavi olur ama" dediklerini çok net hatırlıyorum.
O zamanlar en çok çizdiğim şey çitle çevrili bir bahçe ortasında, iki katlı, bacası tüten bir ev, önünde deniz (yine yeşil), güneş, ağaç ve çiçekler. En büyük sıkıntılarımdan biri, perspektifi bilmediğim için sağ ve soldaki çitleri bir türlü nasıl çizeceğimi çözemememdi. Ön ve arkayı çiziyordum ancak çitin döndüğü yan tarafları yapamıyordum. Yanları da ön ve arka gibi çizince yanlış gözüktüğünün farkındaydım ve bunu kendime büyük dert ediyordum.
En sevdiğim çalışmanın serbest resim olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
Ekleme: Bu arada bana çocukken "güneş varken baca tüter mi hiç?" diyen sevgili yetişkinler, güneş varken niye baca tütmesin, belki hava açıktır ayaz vardır, güneşle ne alakası var =(
19 October 2012
Daraltı
Bu aralar bilgisayarla birleşik yaşam formu haline geldim, kendimi ağaçlık bir yere atmak için gün sayıyorum.
05 October 2012
Subscribe to:
Posts (Atom)