28 May 2012

Ortaya karışık Wellington

Acayip acayip şeyler.


Sana bir tepeden baktım aziz Wellington... Sağ tarafta, tepelerin arasında, Wellington'da çöp görebileceğiniz tek yer olan çöplük var (evet, oraya bile gittim).

Wellington rüzgar türbini. 

Duvar resimleri.

Merhaba Semih...

Gördüğünüz üzere, Yeni Zelanda'da da bütün kızlar taytla geziyor.

Rüzgarın hızına göre ışıkları yanan rüzgar heykeli. Bunu çektiğim gün fırtına vardı (hangi gün yok ki gerçi), en tepeye dek bütün ışıklar yanıyordu. 

Merhaba hoş insan...

Pideye yağı ve kimyonu abanıp Turkish Bread yazıyorsunuz, kalbimiz kırılıyor.

Tipografik şehir heykeline kurban...

Arada çıkıp resim yapıp, kitap okuduğum yer. 

Bu da manzarası; Evans Bay. Yalnız o tatlı tatlı şıpırdayan denize (ya da okyanusa her neyse) aldanmayın, buz gibi. NZ'de yüzülmez, boşuna o kumsallar. 10 C'de yüzülür mü yaa? Wetsuit ile bile aşırı soğuk.

Sağdaki yer NZ parlamento binası. Beehive (arı kovanı) diyorlarmış. İstediğiniz gibi bahçesinde, içinde gezebiliyorsunuz, çimlerinde yatabiliyorsunuz. Kimse gelip "sen ne ayaksın" demiyor.

Heryer, ama HER YER, bu flax bitkisiyle kaplı. Maoriler bunlardan kıyafet, sepet, balık ağı, ayakkabı, kağıt vs yapıyorlarmış. Kısacası "etinden sütünden" faydalanmışlar diyelim.

Wellington Botanik Bahçesi'nde mini göl. Okuduğuma göre 1844 yılında, bahçe olarak şehin göbeğinde 5 hektarlık alan ayırılmış, sonra 21 hektar daha ekleyip büyütmüşler. Türkiye'de olsa çok güzel AVM, plaza vs olurdu, fırsatı kaçırmışlar bence. 

Düğün falan da yapılıyor burada. Hiç beğenmedim o bridesmaid elbiselerini, olmamış. Size benden 3 puan.

"Nothing to do here" tepkisini vermeme neden olan Weta. Fotoğraftaki ölü. Zaten canlı olsaydı fotoğrafı çekmiş olamazdım. (Somes Island)

Ney ney?

Doğal koruma alanı olan Somes adasında koyun niye var bilemiyorum. Bu adada NZ'nin endemik bitkilerinden başka bitki yok.

No comments:

Post a Comment