31 December 2010

Yeni Yıl


Lütfen yeni yıla girerken seviyeli eğlenelim =)) 

Herkese mutlu yıllar diliyorum, umarım hepimiz için güzel bir yıl olur 2011.

Sevgiler
Seyhan Çelik

30 December 2010

26 December 2010

Hömhömella...

ve arkadaşları:
Geçen gün odamı temizlerken kendisini eskizlerin arasında buldum.
 Not: Canım sıkılıyor olabilir evet, ne var...

25 December 2010

Çizik 45

Siteye fiberoptik kablo döşüyorlar internet için, pek sevinçliyim (böyle şeylere seviniyorum artık o_O) Babamı da kandırdım, 20 mbps limitsiz için hemen başvuracağız bitince.

Bu arada bloga erişim problemleri devam ediyordu, blogger üzerinden yayına geri döndüm, yani http://seyhancelik.blogspot.com adresindeyim eskisi gibi, ancak seyhancelik.com yazarak da yine ulaşmaya devam edebilirsiniz. Rss ayarlarınızla ise oynamayınız, o konuda sıkıntı yok =)

22 December 2010

09 December 2010

Anne & Kız

Bazen yaptığım mini minnacık bir eskiz öyle hoşuma gidiyor ki, eğer temize çekerken aynı tadı yakalayamazsam, çok yüksek çözünürlükte tarayıp illa ki onu kullanıyorum. Alttakiler 2-3 cm'lik karalamalar (arkada çıkan yazılardan daha iyi anlayabilirsiniz).

Not: Eklemeyi unutmuşum yine; Blogger'a Türkiye'den uygulanan bir IP yasağı var şu anda, o yüzden blogum bir süre erişime kapalı kaldı. Bir şekilde tekrar açmayı başardım yalnız arada "Server Not Responding" mesajı aldığım oldu, öyle olduğunda "Retry" komutunu verirseniz genelde açılıyor. Süregelen yasakla ilgili bilgi için şuraya ve şuraya bakabilirsiniz.

08 December 2010

Konser


O süpersonik dandik fotoğraf makineleriniz ve cep telefonlarınızla konserde video kaydetmeye ya da fotoğraf çekmeye çalışıyorsunuz ya, o sırada bizim konser zevkimizin içine de birşey yapıyorsunuz hani, hah işte o görüntüler iğrenç flu çıkıyor haberiniz olsun!!

Bu arada, İstanbul'dan bir Paul Gilbert geçti...

30 November 2010

Baba

Bugün annemin misafirleri geleceği için, babamla evden kaçıp yakınımızdaki Adile Sultan Kasrı'na gittik. O kitap okudu, ben onu çizdim (gözlükleri atlamışım)

29 November 2010

İşler Güçler



Yaptığım işlerden hiç göstermediğimi farkettim. Bu ay yaptıklarımdan mini mini kesitler =)
Kurbağa Şemsiye

26 November 2010

13 November 2010

Wacom Intuos 4


















Güncelleme 3 (14.08.2012) : SmudgeGuard, linkini verdiğim Wacom Türkiye'den kaldırılmış, ürünün kendi sitesinden sipariş verebilirsiniz Paypal hesabınız varsa. www.smudgeguard.com

Güncelleme 2 (11.07.2012) : SmudgeGuard'ı yurtdışından sipariş etmeye çekiniyorsanız eğer, Türkiye'de satılmaya başlamış. Şu linkten ulaşabilirsiniz: Ölü Link Linkteki ürün fotoğrafı hatalı; SmudgeGuard2 benim kullandığım çift parmaklı model oluyor. Aynı zamanda bildiğim kadarıyla Wacom'un Türkiye dağıtıcısı da değişti, link verdiğim sitede Wacom tabletleri, yedek uçları, tablet çantası vs gibi tüm ürünler de mevcut. http://wacomturkiye.com/

------------------------

Bu yılın bahar aylarında bir adet Wacom Intuos 4 L tablet siparişi verdim, öncesinde Mac platformuyla bir türlü uyum sağlayamayan Uc-Logic adlı bir markanın korkunç tabletini kullanıyordum. Neyse efendim, bu Intuos arkadaş güzel şık kutusuyla eve geldi, salon masasında yavaş yavaş kutu açıldı, kendisine hayran kalındı. Ancak kullanmadan önce nedense "bakayım diğer kullanıcılar neler yazmış hakkında" diye Wacom forumlarına giresim tuttu. Girmez olaydım demeyeceğim, iyi ki girmişim, yoksa şu an 78.27 TL ödeyip kalem için yeni uç seti satın almak zorunda kalmış olabilirdim. =/

Intuos 4 serisinin kağıda benzeyen dokulu yüzeyinden dolayı kalem uçlarının neredeyse 1 gün içerisinde aşınıp yamyassı olduğunu büyük hayal kırıklığı içerisinde okudum. Tableti kurup denediğimde gerçekten hemen ucun erimeye başladığını gördüm. Önceki kullandığım tabletin kalem ucunu 2004'te aldığımdan beri hiç değiştirmemiştim! Üstelik çabuk sivrileşen kalem ucu tablet yüzeyini de kısa zamanda çizmeye başlıyormuş. Sinir bozucu olansa Wacom'un müşterilerine çözüm önerisi olarak "tabletinizin üzerine kağıt koyun" demesi! 480 Euro fiyatı olan bir ürünün böyle bir problemi olması ve bunun ürün piyasaya verilmeden farkedilmemesi büyük saçmalık.

Tablete ihtiyacım olduğu için forumda okuduğum bazı kişisel çözüm önerilerini denedim: Tabletin üzerine, evdeki spiralli kitaplardan birinin plastik kapağını kesip yerleştirdim, asetat elektriklendiği için tablete kendiliğinden yapışıp kaldı (iz kalır diye bantla yapıştırmadım ama neden olmasın..). Ancak üzerinde çıplak elle çalıştığımda kayıyordu. Bunun için çözüm ararken de SmudgeGuard isimli, sadece eldeki son iki parmağı kapatan (sadece serçe parmağa takılanı da var) kaygan bir tür çizim eldivenini keşfettim. Tablete elinizi dayayarak çiziyorsanız, bir süre sonra el terlediğinden zaten eliniz tablet üzerinde rahat kaymıyor, bu yüzden eldiveni kalem ucu problemi olmasa da alırdım.

Şimdi kalem ucunda hiçbir aşınma olmadan rahatça tableti kullanabiliyorum ancak, özellikle forumdaki yetkili cevaplarından ve hiçbir geçerli çözüm önerisi sunulmadığını gördükten sonra Wacom markasının gözümde hiçbir prestiji kalmadı. 5 tane plastik yedek ucu da 10 Euro'ya satıyorlar kendi sitelerinde, bu ne pahalılık anlamadık! Kendilerinden beklentim en azından Intuos 4 sahibi müşterilerine ücretsiz bir adet parlak yüzey yedeği vermeleri.

Bakmak isterseniz okuduğum forum başlığı şurada.

2 Yıl Sonra Gelen Ekleme: 
17 Haziran 2012
Bu yazım çok ziyaret edilmekte, ben de 2 yıl sonraki durumla ilgili bilgi vereyim dedim. Öncelikle tableti hala asetatla kullanmaktayım; kırtasiyeden 50 kuruş verip bir adet A3 asetat aldım, çizim yüzeyi kadar kestim ve tabletime bantladım. Tabletin kendi yüzeyinde satın aldığımdan beri hiç çizim yapmadım, sadece asetatla kullanıyorum. Asetat, tabletin basınç hassasiyetini en azından benim tecrübe ettiğim kadarıyla etkilemiyor. Ben bir fark görmedim. Kalemde takılı uç, kutusunu açtığımda üzerinde olan uç. Fikir vermek için fotoğraflar çektim, buyrunuz:

Kalem ucu eriye eriye iki yılda bu kadar eridi. Asetat tamamen erimeyi durdurmuyor ama oldukça yavaşlatıyor. Tableti sürekli detaylı resimler yapmak için kulladığımı belirteyim.


Tabletin ortasını çılgınlar gibi kullanmışım görüldüğü üzere.  Şunu yaparken asetatın üzerinde görünür bir kız çocuğu oluşmuştu aynı şeyi tekrar tekrar çizmekten =) 
Smudgeguard. Fotoğrafı çekebilmek için sol elime taktım. 
Yedek uçlar olduğu gibi duruyor. 

10 November 2010

07 November 2010

Rock star sanrısı

Dışarıda müzik dinlerken klip tadında yürümek, bir havalara girmek...

05 November 2010

08 October 2010

Çizik 41

Grey's Anatomy'nin son bölümünün (s07e03) inmesini beklerken SketchBookExpress'te yaptığım karalamalar. SketchBook en sevdiğim çizim programlarından biri, çok basit bir arayüzü var, programı açıp hiçbir ayar yapmadan hemen çizmeye başlıyorum. Bu çizimleri Pencil aracıyla Intuos 4 tablette yaptım (program tabletin yanında tam sürüm olarak hediye geliyor).

26 September 2010

Gökteki kurt

Bodrum'dan dönmeden birkaç gün önce gökyüzünde kocaman bir kurt gördüm, tepeden sinsice bizim evlere bakıyordu. Hava tamamen kararmak üzereyken tepelerden aşağı indi, sonra ortadan kayboldu. =I

25 September 2010

Tatil (3)

Bodrum'da yaptığım çizimlerden seçmelere devam...


23 September 2010

Tatil (2)

Tatilin başından beri yaptıklarımdan (artık bilgisayarım var,  arada güncelleyebileceğim dememe rağmen) ancak bahsetme şansım oluyor. İstanbul'a 21'i akşamı geldim; iki gün önce denizde yüzüp güneşlenirken birden evde eşofman ve çoraplarla gezmek zorunda kalmak pek güzel olmadı. Çam ağaçlarının uğultularından şehir gürültüsüne gelmek ise hiç güzel olmadı.

Öncelikle Ağustos başında ailemle Bodrum'a, daha sonra da Ağustos'un 10'u gibi Dünya Windsurf Şampiyonası'nı izlemek için dayımla Alaçatı'ya gittim. Alaçatı'yı en son 2008 Mayıs ayında görmüştüm ve çok beğenmiştim ancak yaz sezonunun ortasında hiç de güzel değildi (surf okullarının bulunduğu kısımdan bahsediyorum). Bir kere heryer çöp içindeydi ve etraf garip "görgüsüz-zengin" insanlarla doluydu. Plajında yattıkları lüks görünümlü restaurantın, biraz ötede çöplerinin denizde yüzdüğünü görseler ne derlerdi bilmiyorum... Her neyse. 

Bir türlü rüzgar çıkmadığı için yarışlar malesef yapılamadı. Geçen yıl da Fransa Défi Wind'de yine rüzgar çıkmadığı için yarışları izleyemeyen dayım iyice sinir oldu. Final gününü beklemeden oradan ayrılıp önce Karaburun taraflarını gezdik, sonra da Bodrum'a geri döndük. O günden sonra zamanımı sabah 9'da denize inip öğlende eve dönmek, uyumak, kitap okumak, yemek yemek, skeç yapmak, kısacası yatmak ile geçirdim. 

Turgutreis'te yaz aylarında marinada el sanatları standları kuruluyor, biz de yazları mutlaka ziyaret ediyoruz. Favorim, artık kumaşlardan oyuncaklar diken bir hanımın standı. Kendisinden geçen yıl kedi-yastık almıştım bu sene de basma kedi aldım. Çok cici =)

Ağustos sonunda ailem, 1 aylık bir Orta Doğu ve Mısır gezisi için Bodrum'dan ayrıldı. Tarihi yerleri çok gezmeyeceklerini iyi bildiğimden (ve tabiki karavanda kalabalık kalmayı sevmediğimden) onlarla gitmeyip Bodrum'da kaldım.  Yaz tatillerini yalnız geçirmek zaten alışkanlığım oldu. Ailem gittikten sonra çoğunlukla evde vakit geçirdim. Niye bilmiyorum, yazdan sonbahara geçişte Bodrum'un biraz yavan bir tadı oluyor. Ancak Eylül'ün ortalarından sonra hava inanılmaz güzelleşti, okulların açılmasıyla sahillerde kimseler de kalmadı. Kısacası mükemmeldi =) Yağmur yağsın çok istedim ama yağmadı bir türlü.

Bayram tatilinde İstanbul'dan yakın arkadaşlarımı misafir ettim. Artık kendi kendime konuşmaya başlamıştım, iyi oldu =) Bodrum'a tamamen kafa dinlemeye gittiğim için orada arkadaşlık ettiğim hiç kimse yok; plajın ıssız bir köşesinde tek başıma oturup kitap okumayı daha çekici buluyorum açıkçası.


Devamlı da boş durmadım tabi ki, arada çalıştım da; hayvan sevgisi ile ilgili çok cici bir çocuk hikayesi resimledim. Bundan önceki iki blog girdisini de hikayeyi göndermek için internete girdiğim sıralarda yayınlamıştım. Bir internetkolik olarak, iş haricinde bu yaz internet hastalığım hiç nüksetmedi hayret!


Bir süre sonra yapacak yeni birşey hiç kalmayınca ve Middle-earth fazla gelmeye başlayınca televizyona sardım; sinir olduğum birkaç dizi harici izlemediğim Türk dizisi kalmadı =)


Arada ne kadar sıkılsam da, aslında zorunlu olmasaydım (ve tabi Yemek Sepeti olsaydı!) bu sene İstanbul'a hiç dönmezdim. 

28 August 2010

Vektörel Eskiz

İnternette kontrol etmem gereken heryere girip artık yapacak birşey bulamayınca bari skeç yapayım dedim ancak defterimi yanıma almamışım. Bu sefer değişiklik yapıp Freehand'de skeç yapmayı denedim. Işıktan dolayı, seçtiğim renklerin nasıl gözüktüğüyle ilgili hiçbir fikrim yok.

Kargı Sahili, Bodrum

05 August 2010

Hasta

Sıcaklardan dolayı vantilatöre sarılıp yattığım için sonunda hastalanmayı da başardım, kendimi tebrik ediyorum.

02 August 2010

Tatil Planları

Bu ara tatil planları yapmaya başladım. Ailem yurt dışına gidecek bir aksilik olmazsa, benim de Bodrum'da bir süre tek başıma kalıp resim yapmak, kitap okumak, uçurtma uçurmak gibi hayallerim var (pek bir romantiğim=)). Her istediğim an internete giremeyeceğim için kendimi resme vermem daha kolay olacak. Artık bilgisayarım olduğu için bloga da ara vermeyeceğim, gittikten sonra da güncellemeye devam edeceğim fırsat buldukça. Şimdilik durum böyle =)

25 June 2010

Tırtıl - Caterpillar

caterpillar
Büyük haline bakınız lütfen. / View at large size please. =)